26 Ekim 2013 Cumartesi

Peynirli Mayalı Poğaça


İstanbul' da yaşadığımız dönemde en vakit bulamadığımız şeylerden biri haftaiçi ailece kahvaltı yapmaktı. Evin büyük adamı iki adım ötedeki ofisine yetişebilsin diye mesai saatinden çok önce evden çıkınca maalesef birlikte kahvaltı yapmak için haftasonlarını beklerdik. Ankara' ya ilk geldiğimiz yıl en sevdiğim değişiklik hafta içinde de sabahları hep birlikte kahvaltı edebiliyor olmaktı. Hemen her sabah ailece kahvaltımızı etmeye başladık. Hem de hiç acele etmeden, keyfine vara vara, sohbet edip güle eğlene. Belki de Ankara' nın yaşantımıza kattığı güzelliklerden biri bu oldu. Ama yine de Pazar kahvaltıları hep özel oldu bizim evimizde. Hiç öyle hızlıca yenilip içilip masadan kalkılan Pazar sabahlarını sevmem. Pazar kahvaltısı dediğin saatlerce sürmeli, aheste yenilip içilip zamanı durdurmalı, çay bardaklarını kahve fincanları takip etmeli. Pazar sabahları mümkünse ev ahalisinden biraz erkenden uyanıp kahvaltı için farklı bir şeyler hazırlamayı da severim. Bu mayalı poğaçalar da yine öyle keyif veren bir Pazar sabahı için hazırlanmıştı. 

Mayalı hamurla çalışmayı da mayalı hamur işlerini de çok sevmem açıkcası. Tanıdığım çoğu kişi de benimle aynı fikirde. Kabartma tozuna kıyasla hanımların gözünü nedense biraz da korkutur yaş maya. Hem mayalanma sürecindeki püf noktaları hem de piştikten sonra çabucak tüketilmezse tazeliğini kaybetmesi sebep sanırım. Ama bu poğacalar gerçekten öyle değil. Yapıldıktan 2-3 gün sonra bile yumuşacık ve lezzetinden hiçbir şey kaybetmemişti. 

Yarın sabah Pazar kahvaltısında evde değiliz, erkenden hızlı tren ile Eskişehir yolcusuyuz kısmet olursa. Evdeki keyifli kahvaltımızı yapamıycaz ama tavsiye edelim en azından. Bol peynirli iç harcı ile yanında da taze demlenmiş çay varsa Pazar sabahı başka güzel olur kesinlikle...

Şimdiden hepinize İyi Pazarlar, bol muhabbetli ve huzur dolu kahvaltılar...



Malzemeler
1 su bardağı sıvıyağ
1 paket (250 gr ) margarin
3 adet yumurta
1 çay bardağı yoğurt
1 paket yaş maya
1 yemek kaşığı toz şeker
1,5 tatlı kaşığı tuz
6 su bardağı un

içi için 300 gr beyaz peynir
1/2 demet maydanoz
1 adet yumurtanın sarısı
susam çörekotu

Yapılışı:
1. Yaş mayayı ılık suda eritin. 
2. Unu eleyerek yoğurma kabına alın. Ortasını açıp yumurtaları kırın. 
3. Diğer tüm malzemeleri ekleyip en son mayayı da katıp yoğurun. Yumuşak hafif cıvık ama ele yapışmayacak bir hamur olacak. Gerekirse kontrollü olarak kaşıkla un ekleyebilirsiniz. 
4. Yoğurduğunuz hamurun üzerini nemli bezle kapatıp yarım saat dinlendirin. 
5. İç malzemesi için peynirin içine ince kıyılmış maydanozu ekleyin. 
6. Hamurdan cevizden az büyük parçalar alıp avucunuzda açıp arasına peynir koyup yuvarlayın.  
7. Tüm hamurları bu şekilde yaptıktan sonra üzerine yumurta sarısı sürüp susam ve çörekotu serpiştirin. 
8. 175 derecede fırında üzerleri hafif kızarana kadar pişirin. 

Afiyet olsun...




23 Ekim 2013 Çarşamba

Haydari


Davet sofralarında benim en çok sevdiğim şey çeşit çeşit mezelerin olmasıdır. Meze hazırlamayı da ana yemeği hazırlamaktan daha keyifli bulduğum için ayrı özeniyorum. Zeytinyağlılar, salatalar, mezeler masanın olmazsa olmazı. Hem sofrayı daha renkli ve zengin gösteriyor hem de bence iştah kabartıyor mezeler. Ve yine benim fikrime göre Haydari de bu mezelerden en çok tercih edileni. Nedense bana ve eminim birçoğunuza da yılbaşını anımsatan bir lezzettir. Peynirli yapılanı da var ama ben en çok bu en sade halini severim. En basit ve yalın haliyle ; sarımsak, süzme yoğurt ve dereotu. Yapımı kolay olsa bile masada en ilgi gören meze tabağı olacağına şüpheniz olmasın. Damak tadına göre sarımsak miktarı biraz azaltılabilir ancak bol sarımsaklısı da nasıl bir lezzettir ki yesem yesem doymam. Hafif kızarmış ekmeğin üzerine bolca haydari ve yanında başka yemek olmasa da yeter. Bu kadar methiyeden sonra kalkıp biraz yapsam fena olmayacak...


Malzemeler:
 2 su bardağı süzme yoğurt
1 demet dereotu
3-4 diş sarımsak
3-4 yemek kaşığı zeytinyağı
tuz, pul biber

Yapılışı:
1. Sarımsakları temizleyip iyice ezin.
2. Dereotunu yıkayıp süzdürüp ince ince kıyın.
3. Süzme yoğurdu derin bir karıştırma kabına alıp çırpın. İçine sarımsakları ve dereotunu ekleyin.
4. Son olarak tuz, zeytinyağını da katıp servis tabağına alıp üzerine pul biber serpiştirin.

Afiyet olsun.

11 Ekim 2013 Cuma

Ankaralı Blogger Hanımlar Buluştuk


Geçtiğimiz haftalarda ben birbirinden şeker mi şeker bir sürü Ankaralı blogger hanımla tanıştım. İki dünya şekeri blogger arkadaşım Sevgili Gizem ve Nazlı gerçekten çok büyük emek vererek hazırlanmışlar. Dikmen Vadisinin harika manzarası eşliğinde hem keyifle kahvaltımızı yaptık hem de doya doya muhabbet ettik.

Her türlü detayı da ince ince planlamış, çok cici şeyler yapmışlardı. Peçete halkaları ve masalardaki çiçek vazolarındaki notları bile ne kadar keyifle hazırlık yaptıklarının kanıtı gibiydi.





Sevgili Aylin de yeni dişi çıkan Defne kuzusu için diş buğdayı hazırlayıp getirmişti o gün. Kahvaltı sonrası neşeli kalabalık eşliğinde hem diş buğdayını yedik hem de artık neredeyse unutulmaya başlanan bu eski adetimizi de hatırlamış olduk. 



Yavaş yavaş Ankara' da da keyifli bir blogger ekibi toparlanacak, o gün buna olan inancım biraz daha arttı. Hepsi birbirinden şeker çok hoş hanımlarla tanıştım Sevgili Gizem ve Nazlı sayesinde. O gün kahvaltıya katılan herkesi memnun ettiklerine inanıyorum ben organizasyonları sayesinde.
Ben bir kez de buradan teşekkür etmek istiyorum her iki arkadaşıma da.