28 Haziran 2012 Perşembe

Hep Mutlu Ol


Tam 6 yıl olmuş hayatımıza öyle bir sabah ansızın  erkenden gelmeye karar vereli. Daha vakti vardı oysa, annesi gibi sabırsız bir küçük oğlan sürprizle geldi bize. Hayatımın hem en kabus dolu günüdür hem en tarifsiz mutluluk yaşadığım günüdür o gün. İçimden alıp kucağıma vermediler onu ; direndi, direndik. Mini minnacıktı. Boşa demedim ki ben ona küçük adam diye, bir kedi yavrusundan az büyükçe dünyanın en masum meleğiydi. Her annenin yavrusu için hissettiğinden farklı değil hislerim, dünyanın en büyük aşkıyla ve sonsuz bir özveriyle seviyorum onu. Hiçbir karşılık beklemeden, yalnızca mutlu olmasını dileyerek. Onun omuzlarına büyük yükler yüklemeden, sadece ve sadece sevdiği sevildiği bir hayatı olmasını isteyerek. Allah karşısına hep iyi insanlar çıkartsın, kötülerle karşılaştırmasın, hayatında daha fazla zorluk daha fazla acı, sıkıntı olmasın diye dua ederek. Gözlerinin içi hep gülsün, gördüğün baktığın her yerde güzellikler olsun inşallah, hep mutlu ol küçük adamım, sarı papatyam, canım oğlum.

Daha da uzatmayayım, gidip gözyaşlarımı sileyim ben ....

21 Haziran 2012 Perşembe

Ankaralı Arkadaşlarımla Kahvaltı Keyfi Yaptık


Geçtiğimiz hafta birbirinden şeker iki hanımı konuk ettim kahvaltıda. Sevgili Aslı ve Nilüfer; Ankaradaki ilk blogger arkadaşlarım kendileri. Adını kahvaltı diye koyduk ama ayrıldığımızda akşam yemeği saati olmuştu neredeyse. Sohbet koyu, keyifler yerindeydi yani. Kahvaltı masamın öyle paylaşılacak çok da önemli bir tarafı yok, sadece çok uzun zaman olmuştu evimde böyle muhabbeti bol masabaşı keyfi yapmayalı; iki satır paylaşayım istedim buradan da sizlerle. 

Klasik kahvaltılıklar dışında çok değişik birşey yoktu. Patatesli Rulo Börekler, Vişne Soslu Tavukgöğsü vardı. Gerisi sohbet muhabbet...


19 Haziran 2012 Salı

Ankaralı Bloggerlar Buluştuk


 Ankaralı bloggerlar olarak geçtiğimiz haftasonu Zamane Kahvesinde Beş Çayında buluştuk. İstanbul' dan tanıdığım www.zeynepinevi.com blogunun tatlı sahibi Sevgili Zeynep hepimizi biraraya getirdi. Çok da iyi etti.
İstanbul' dan yıllardır bu buluşmaların tadını bilen biri olarak hoplaya zıplaya gittim desem yeridir.



Zamane Kahvesi de mekan olarak gerçekten çok uygundu, hem ferah ve aydınlık hem de beş çayı menüsü ile   kesinlikle çok doğru seçimdi. Ağırlıklı kişisel bloglar, moda ve hobi bloglarının katılımıyla yaklaşık 40 kişi kadardık. Ankara' da daha önceden böyle kapsamlı buluşmalar yapılmadığı için buna bir başlangıç da diyebiliriz. Zeynep' i de bu anlamda kutlamak istiyorum ve kendi adıma teşekkür ediyorum önayak olduğu için. 

Birbirinden şeker birçok arkadaş tanıdım o gün. Ankara' da da bu buluşmaların aynı İstanbul' da olduğu gibi süreklilik kazanmasını diliyorum. Ve daha da büyüyerek ve bu defa haberi olmayan, gelemeyen arkadaşlarımızın da bir dahaki sefere bizlerle olmasını istiyorum. 

Ve bu ilk buluşmaya sponsor olarak her birimize gönderdiği hediyeleri için de Carte D'or firmasına teşekkürler.

11 Haziran 2012 Pazartesi

Çilekli Milföy Pasta



Yine özel istek üzerine yapılmış bir tarifle karşınızdayım. Özel istek derken isteyen kişi ne yazık ki tadına bakamayacak kadar uzakta. Mavi Jeans 'de çalıştığım çok kısa 2 yıllık  dönemde İhracat bölümünde sadece kızlardan oluşan inanılmaz çılgın ve keyifli ama bir o kadar da stresli bir ortamımız vardı. O zamanlar kimsenin aklına benim yıllar sonra yemek yapmakla bu kadar ilgileneceğim gelmezdi sanırım. Yeni evliyken ve hiç yemek yapmayı bilmez iken karşımda oturan Hande' den enfes yemek tarifleri dinlediğim çok olmuştur. Gün gelip de benim de onlara tarif veriyor olmam hoş tabii. Benim dahil olduğum 4 kişilik ekibin bence en çılgın ve şekeri Sevgili Evrim geçenlerde bana mesaj atıp da '' Yasemincim milföylü çilekli pasta yapmak istiyorum, var mı senin önerin ? '' diye sorunca deneyip ona sonucu bildireceğimi söyledim. Daha önceden birkaç kere yemiştim ama hiç denememiştim. Hemen birkaç tarif bakınıp sonra denemeyi yaptım. Aslında yaptık desem daha doğru olur. Güzel kuzencim Hande buradaydı ve o yaptı, ben sadece kremasını hazırlayıp fotoğraflarını çektim. Biz sonuçtan oldukça memnun kaldık, umarım Evrim de deneyince aynı fikirde olur.

Malzemeler:

5 adet milföy hamuru
2 su bardağı süt
1 kahve fincanı un
1 su bardağı toz şeker
1 yemek kaşığı margarin
10-15 adet çilek
üzeri için pudra şekeri

Yapılışı:

1. Milföy hamurlarını ortadan ikiye kesip 10 adet hamur elde edin. Üzerlerini fazla kabarmamaları için çatalla delip önceden ısıtılmış 180 derecede fırında üzerleri hafif pembeleşene kadar pişirin.
2. Sütü, unu ve şekeri bir tencereye alıp sürekli karıştırarak muhallebi kıvamına gelene kadar pişirin. Ocaktan alıp içine margarini katın ve 5 dk kadar mikserle iyice çırpın  ve soğuması için kenara alın.
3. Çilekleri çok ufak olmayacak şekilde dörde bölün.
4. Pişen milföy hamurlarını ortadan ikiye ayırın  aralarına bir kaşık yardımıyla soğumuş kremadan sürün. Üzerlerine birkaç parça çilek koyup diğer milföy hamurunu üzerine kapatın.
5. Tüm milföyleri bu şekilde hazırlayıp servis tabağına alın, pudra şekeri serpiştirip çilekle süsleyin.

Afiyet olsun.



Bu tarifle ilgili tek bir uyarı yapmak istiyorum. Mümkünse hemen yenip tüketilecek kadarını hazırlamakta fayda var. Çünkü çok fazla bekletilecek bir tarif değil. Eğer bu şekilde değil de daha küçük lokmalık olsun derseniz milföyleri dörde bölüp de hazırlayabilirsiniz. Ve aynı tarifi muz ya da dilediğiniz başka meyve ile de yapabilirsiniz...

7 Haziran 2012 Perşembe

Zeynep 'in Baby Shower Kurabiyeleri



Bu blog camiasına girerken bu kadar güzel arkadaşlıklar kuracağım, kocaman bambaşka bir aile olacağımız hiç aklıma gelmezdi.  Gittikçe büyüyen ve güçlenen bir aile. Öyle ki artık aramıza yeni yeni bebeklerimiz katılıyor, büyüyoruz . Simsim' den sonra inşallah minik oğlumuz Arda da aramıza katılacak yakında. Zeynep için çok cici bir Baby Shower hazırladık. Onun detaylarını daha sonra yazacağım.

Zeynepciğimin ve minik Arda' nın kurabiyelerini yapmak da bana düştü. Öyle ki bunlar benim yaptığım ilk bebiş kurabiyeleri. Yaparken büyük bir heyecan duydum ve özendim. 



Partimizin konseptine uygun olarak beyaz, mavi ve yeşil olarak süsledim kurabiyeleri de. 


Allah Zeynep' in oğlunu kucağına sağlıkla almasını nasip etsin. Gülen güzel yüzü hiç solmasın arkadaşımın inşallah. Darısı bebek sahibi olmak isteyen herkesin başına. Mutlu anneler mutlu bebekler çoğalsın etrafımızda. 

1 Haziran 2012 Cuma

Pırasalı ve Beyaz Hindibalı Ot Tavası



Yıl 2004 Mayıs ayı, yakın arkadaşlarımız Özlem ve Tolga ile birlikte Ayvalık' a gittik. Henüz yeni evliyiz ve çocuklar yok. Hayatın henüz üzerimize çok da fazla sorumluluk yüklemediği, akılların bir nebze de olsa hala beş karış havada olduğu yıllar. Bol bol gezip de Ayvalık' a aşık olduğum zamanlar. Gittiğimiz gün oturduğumuz semt olan Armutçuk' un pazarı vardı, gidip eve birşeyler alalım dedik. Giderken de alt kat komşumuz olan yaşlı teyzenin de kapısını tıklatıp pazardan bir ihtiyacı var mı diye sorduk. Kadıncağız da bize hindiba siparişi verdi. Biz hiçbirimiz bozuntuya vermedik ama aramızda hindibanın neye benzediğini bilen yoktu Pazarcılara sora sora neye benzediğini öğrenmeye çalıştık ama meğerse mevsimi değilmiş, o zaman alamadan döndük. Şimdi ne zaman biri hindiba dese rahmetli teyze aklıma gelir ve o eski günler. 

Geçtiğimiz haftalarda  markette bir standta kızın birinin ısrarla tadına bakmam için bana  birşey uzattığını gördüm. Meğerse yıllar önce Ayvalık' ta peşine düştüğümüz hindiba beni gelip Ankara Ümitköy' de bulacakmış. Hayatın sürprizi bu olsa gerek. Öyle bir heyecanla alıp eve geldim ki hemen paketin içinden çıkan tariflere bakıp ne yapabileceğimi düşündüm. Hindiba biraz marul gibi birşey aslında, çiğ yenebileceği gibi pişirerek de yenebiliyormuş. Ben sarı papatya da yesin istediğim için mücver gibi olsun dedim ve bu tarif çıktı ortaya. Tarif aynı zamanda TuzBİBER Dergisi Mayıs sayısında da yer aldı.





Malzemeler:

1 adet beyaz hindiba
2 sap pırasa
2 yumurta
1,5 su bardağı süt
8-9 yemek kaşığı tam buğday unu
tuz, karabiber
kızartmak için 2 yemek kaşığı zeytinyağı

Yapılışı:
1. Pırasaları yıkayıp temizleyip çok ince olacak şekilde kıyın.
2. Hindibanın yapraklarını açmadan tepesinden su tutarak yıkayın ve ince ince doğrayın.
3. Pırasaları ve hindibayı derin bir karıştırma kabına alın. İçine yumurtaları kırın, sütü ve ununu katın ve homojen bir karışım olana kadar karıştırın.
4. Tuzunu karabiberini de ekleyip hafifçe zeytinyağı gezdirilmiş teflon bir tavaya bir kepçe döküp çift taraflı da kızartın.

5. Sıcak olarak servis yapın. 

Afiyet olsun.