17 Temmuz 2011 Pazar

Lezita İle Lezzetli Bir Öğle Yemeği

 Ankara'dan gelir gelmez ayağımın tozuyla hemen kendimi Lezita' nın öğle yemeği davetinde buldum. Capitol Ogilvy PR' den Duygu Hanımın davetiyle Yeniköy Secret Garden' da çok keyifli bir öğle yemeği yedik. Önce Abalıoğlu Grubu Pazarlama Müdürü Yasemin İşsever  ve diyetisyen Mehlika Öktem sağlıklı yaşam ve lezzetli yemek üzerine konuşup,  firma hakkında kısa bir bilgilendirilme filmi izledik. Ardından da keyifli bir öğle yemeği yedik bahçede.

Benim alışverişlerde özellikle tercih ettiğim bir tavuk markası yoktu açıkçası. Piyasada adını duyurmuş, kalitesine güvendiğim hangi marka varsa onu alırım. Lezita da o firmalardan biri benim için. O gün öğle yemeğinde firma yetkilisi Yasemin hanımdan çok önemli bilgiler edindik. Mesela şnitzel alırken içi tamamen beyaz olan yani tavuk eti olan markaları tercih etmeliymişiz. İçinde kahverengi parçacıklar olan ürünlerin tercih edilmemesini önerdi.
Yemeğe Hellim Peynirli Salata ile başladık.
Masamız bu güzel rengarenk çiçeklerle donatılmıştı.




Lezita' nın şnitzel ve nuggetleri çok sıkça rastladıklarımızdan farklı. İçi tamamen tavuk eti, yani püre haline getirilip sıkıştırılmış değil. Küçük adama tavuğu yedirebilmenin tek yolu şnitzel olduğu için beni en çok mutlu eden bu oldu. Bundan sonra gönül rahatlığıyla yedireceğim.

Bu doyurucu öğle yemeğinin ardından evde de farklı Lezita lezzetlerini deneme şansımız oldu. Özellikle fesleğenli ve peynirli nuggetlarını bulduğunuz yerde kaçırmayın, mutlaka deneyin.
Yine bir anne olarak içime sinerek evde kullanabileceğim ürünleri tanımış olmaktan çok mutlu oldum. Bu keyifli gün için öncelikle firma yetkililerine ve Capitol Ogilvy PR' den Duygu hanıma teşekkürler.

12 Temmuz 2011 Salı

Bol Çikolatalı Kurabiye


İçinde bolca çikolata olan birşeyin sizce lezzetsiz olma şansı var mıdır? Bence yoktur, bizim evde çikolatalı çorba bile yapsam tereddütsüz içerler bundan eminim. Bu yüzden eğer bir yerlerde çikolatalı tatlar yediysem ve beğendiysem illa ki eve gelip uygularım. Bu kurabiyeleri de Aylin bizim minik piknik maceramızda yapıp ikram etmişti. Son kalan birkaç taneyi de elimize tutuşturup oğluşlara göndermişti. Bizim küçük bey ayıla bayıla yiyince ilk fırsatta denedim ben de.
Tarifi aynen Aylin' den alıp olduğu gibi paylaşıyorum. Mutlaka yapın, canınız çikolata çektikçe yanında da kahve hmmm...

Malzemeler:
200 gr bitter çikolata
1/2 su bardağı (90 gr) tuzsuz tereyağı
1/2 su bardağı (115 gr) ince çekilmiş toz şeker
3 yumurta
1 paket (10 gr) vanilya
2 su bardağı (215 gr) tam buğday unu
1/4 su bardağı (25 gr) kakao
1 çay kaşığı kabartma tozu
1 tutam tuz


Yapılışı:
1. Çikolatayı parçalara ayırın, derin, büyük bir kaseye alıp içine tereyağını ekleyin.
2. İçi az su dolu, kısık ateş üstündeki bir kabın üzerine kaseyi oturtun. Benmari usulü eritin. Tamamen pürüzsüz bir hal aldığında şekeri ekleyin, çözünene kadar karıştırın. Ateşi kapatın, kaseyi ılınması için kenarda bekletin.
3.Yumurtaları ayrı bir kapta iyice çırpın. Sonra da çikolatalı karışıma ekleyip karıştırın.
4. Vanilyayı, unu, kakaoyu, kabatma tozunu ve tuzu eleyerek birbiriyle karıştırın. Çikolatalı-yumurtalı karışıma kademeli olarak ekleyerek tahta bir kaşıkla harmanlayın.
5. Hamuru, alüminyum folyoya sarıp en az 1 saat buzdolabında bekletin. Bu soğumasını ve kendi şeklini alacak hale gelmesini sağlayacak.
6. Fırını 160 dereceye ayarlayıp ısıtın. Tepsilerin üzerine pişirme kağıdı serin. Pudra şekerini derin bir kaseye dökün. hamuru buzdolabından çıkarıp avuç içinizde cevizden biraz büyük toplar yapın. Pudra şekerine bulayıp tepsiye, aralarında 3 parmak kalacak şekilde dizin.
7. Üstleri hafif sertleşene dek, yani yaklaşık 15-17 dakika pişirin. Kurabiyeleri 2-3 dakika tepside bekletin sonra metal spatulayla alarak soğumaları için tel ızgara üstüne alın.

Afiyet olsun.

7 Temmuz 2011 Perşembe

Çift Biberli Salata


Ankara' daki günlerimiz pek hızlı başladı. Daha evimize yerleşir yerleşmez başladık gezmelere. Ne kadar şanslıyız ki bize çok güzel kucak açan akrabalarımız var yakınımızda. Kayınpederimin kuzeni Ali Abi ve eşi Güler Abla daha Ankara maceramızın başladığı  6 ay öncesinden bizim için ellerinden geleni esirgemediler hiç sağolsunlar. Geçtiğimiz Pazar sabahı da bizi Haymana' daki çiftlik evlerinde kahvaltıya davet etmişlerdi. Mis gibi tertemiz havada enfes bir kahvaltı sofrasıyla karşıladılar bizi. Akşam üstü de yine birbirinden harika lezzetlerle  dolu bir masa bizi bekliyordu. Açık havanın da etkisiyle o gün bol bol yedik, bahçede dalından kiraz koparıp yemenin tadına vardık doya doya.
O gün masadaki en ferahlatıcı şeylerden biri bu Çift Biberli Salata idi. Yapımı çok kolay olmasına rağmen yaz sofralarından asla eksik etmek istemeyeceğiniz bir çeşit. Bundan böyle bolca Güler Abla lezzetlerine rastlarsınız artık bu sayfada.

Çift Biberli Salata
Malzemeler:
15-20 adet yeşil biber
8-10 adet kırmızı kapya biber
2-3 yemek kaşığı zeytinyağı
büyükçe bir kase yoğurt
2 diş sarımsak
1 çay bardağı ceviz içi

Yapılışı:
1. Biberleri yıkayıp temizleyip ufak ufak doğrayın.
2. Genişce  bir tavaya zeytinyağını alıp biberleri iyice yumuşayıncaya kadar soteleyin ve soğuması için kenara alın.
3. Sarımsaklı yoğurt ile biberleri karıştırın. Üzerine ceviz serpiştirip servis yapabilirsiniz.

Afiyet olsun.

4 Temmuz 2011 Pazartesi

Bizden Kısa Kısa Haberler

En son postu yazalı bir hayli zaman geçmiş. Bu akşam oturup artık bir ses vermenin vaktidir, dedim. Öncelikle biz iyiyiz, herşey şimdilik yolunda çok şükür. Taşınmadan önceki gece amcamı kalp krizinden kaybettim, hem onun üzüntüsü hem de aylardır içimi kemiren taşınma telaşının gelip çatmış olması bana çok güç bir gün yaşattı geçen hafta.  Evimin odaları bir bir boşalırken gözyaşlarımı tutamadım, ağladım durdum evden her çıkan parçanın ardından. Evimle vedalaşıp aynı akşam ( 23 Haziran akşamı ) küçük bey, babaannemiz ve ben yola çıkıp Ankara' ya geldik. Çok hareketli ve yorucu bir yerleşme sürecinden sonra şimdi sadece çok ufak detaylar kaldı geriye. Ama şuna inandım ki insanın evi neredeyse orada mutlu olmayı da öğreniyor. Özlemişiz hep birarada olup birlikte sofralara oturmayı, akşamları balkon sohbetlerini. Allah kimseyi alıştığından uzak koymasın.

Ankara' ya taşınmamızın 4 gün sonrası küçük adamın 5. doğumgünü idi. Böyle telaşlı bir zamana denk gelmesine rağmen biz yine de ufak bir hazırlık yapıp onun gönlünü yaptık burada. Mayıs ayında da İstanbulda yuvadaki arkadaşlarıyla pastasını kesmiş, erken bir kutlama yapmıştık zaten. Canım arkadaşım Behiye' cim bu pastayı Tuğra' ya hediye olarak yapmış ve yuvada da herkes tarafından inanılmaz beğenilmişti. Küçük adamın pastayı ilk gördüğü anki keyfi, mutluluğu zaten tarif bile edilemez.




Biraz geç bir teşekkür olacak belki ama bu harika jesti için Behiye' ye bir de buradan teşekkür etmek istedim. Hem görüntüsü hem de lezzeti ile bizi çok memnun bıraktı. Bundan sonraki yıllarda doğumgünlerimizi nerede kutlarız bilemiyorum ama bu pastanın lezzetini arayacağıma eminim.  İnşallah Behiye de bir sonraki seneye kadar işi büyütüp şehirlerarası pasta siparişlerini kabul eder duruma gelir.

 


Biz yarın sabah anneanne ve küçük adamla İstanbul yolcusuyuz. Birkaç gün İstanbulda kaldıktan sonra Tekirdağ' a yazlığa geçeceğiz. Bu taşınmanın yorgunluğunu ancak orada atarım üzerimden. Ayın sonunda da yine küçük adamımla başka bir tatil programımız var, Fethiye yolcusuyuz kısmetse. Uzunca bir süre babamızdan ayrı olacağız ama Ramazanla birlikte evimize dönüp Ankara macerasına kaldığımız yerden devam edeceğiz inşallah. Şimdilik bizden haberler böyle...