ANLADIM ANNE !!!
Hep böyle derdi annem ; ‘’ Anne olunca anlarsın ‘’. Sadece benim değil sanırım herkesin annesi sık sık kullanır bu cümleyi. Ya da henüz anne olmadıysanız hala duyuyor olabilirsiniz muhtemelen. Hep kızmışımdır ben de bunu her duyduğumda, ‘’ Aman neyi anlayacaksam ‘’ diye de söylenmişimdir. Ama anne olunca gördüm ve anladım ne demek istediğini annemin. Anne olmanın ne ucu bucağı olmayan bir durum olduğunu, içinde önüne geçilemez bir kaynak barındırdığını ve kalbinin artık sadece kendin için atmadığını işte anne olunca anladım ben. Öncesinde yaşadığım hayatın aslında ne kadar yavan olduğunu, anne olmakla nasıl bir deryada kendimi bulduğumu anladım. Onu gözümden bile sakınırken, ona bir şey olmasın diye çevresinde dört dönerken aslında onun da özgür bir birey olmaya hakkı olduğunu ama onun yanlış yapmasını istemediğimi, üzülmesine incinmesine kıyamadığımı anladım. Büyüdüğünü, büyüttüğümü ve an be an benden gittiğini anladım. Elinden tutarak ayağa kaldırdığım ufaklığın yürümeyi öğrendiğini, koşmaya başladığını ve büyüdükçe yanımdan uzaklaşacağını anladım. Ve daha ne çok şey anladım, eminim her geçen gün daha da çoğalacak anladıklarım.
Ben öyle pek peşinde koşulan, anasına babasına dert tasa getiren, uğraştıran bir evlat olmadım. En azından öyle olmadığımı düşünüyorum. Laf dinleyen, kural bilen, yoktan anlayan, duru olan mülayim bir kızdım ( halen de öyleyim sanırım ) . Ama bazı durumlarda inadı tutan, dediği dedik çaldığı düdük tiplerden de olurdum. Tüm çocuklar kadar, asla daha fazla değil. Bu cümleyi de sanırım en çok o zamanlarda işitirdim. ‘’ Şimdi beni anlamazsın, ama anne olunca anlarsın ‘’. Neyi anlayacaktım, niye şimdi değil de anne olunca anlayacaktım, illa doğurmam mı gerekiyordu yani anlaşılması bu kadar güç şeyi kavramak için. Sanırdım ki annem bu cümleyi çok duymuş da anneannemden, sırf geçmişin hırsını almak için bana aynısını söylüyor. Yok öyle değilmiş meğerse, o da anne olunca anlamış.
Yıllar geçti, ne ben uslandım ne de annem usandı bunu tekrarlamaktan. Bekledim ben de anne olunca anlarım nasıl olsa diye. Sonra evlilik çarkının içine dalıverince henüz anlamaya değil ama aramaya başladım annemi. Düzenini, bana sunduğu konforunu, el üstünde tutmasını, yediğim önümde yemediğim arkamda, bir elim balda bir elim yağda durumlarını aradım. Bencilce nedenlerle biraz ama alışkanlıklarımı aradım hep. Yeni evin düzenini kurarken eski evin alışkanlıklarını kenara itemeyiz bir anda. Ararız, ararız ve o gün gelir anlamaya başlarız annemizi.
Ben oğlumu ilk gördüğüm anda anladım anne olmanın ne demek olduğunu, annemin yıllarca bana neden öyle dediğini. 1900 gr lık minik oğlumla ilk tanıştığım yoğun bakım odasında, onu ilk gördüğümde anladım ben her şeyi. İçime düşen duygunun beni ömrümün sonuna kadar, son nefesime kadar bırakmayacağını o an anladım ben. Daha dakikalar önce tanıştığım bu küçük adam anlattı her şeyi bana hem de. Bu kadar kısa sürede bir ufaklık içimi bu kadar titretebiliyor ve gözümden akan yaşlara sebep olabiliyorsa demek ki daha çok şey anlatacak bu bana, dedim. Demek ki annem yanılmamış, demek ki anne olunca anlayacakmışım.
Üniversite yıllarımda arkadaşımda kaldığım gecelerde sık sık arayıp evde miyiz diye gizlice kontrol eden, dışarı çıktığımızda kiminleyim diye sorgu suale çeken, çoğu zaman babamdan gizli bana her konuda izin veren, olur olmaz her şeye evham yapıp hem kendini telaşlandıran hem beni sinirlendiren annem. Evlendiğimde bile gittim mi geldim mi, yolda mıyım, değil miyim diye endişelenen, telefonlara cevap vermezsem komşumu hatta apartman görevlimizi arayacak kadar olayı abartan annem. Koskoca evli bir kadın, hatta anne bile olmuş olsam hala benim için endişelenen, beni düşünen annem. Artık sana kızmıyorum annem, hiç kızmıyorum. Çünkü biliyorum sen olmasan bunları kimse yapmaz benim için, sen olmasan kimse benim için endişelenmez senin gibi.
Beni tam 20 yaşında mini minnacık bir kızken kucağına almış annem. Ben ise tam 30 yaşımda iken oğlumu dünyaya getirdim. Aradaki o 10 yıllık fark kim bilir ondan neler alıp götürdü, anneliği öğrenirken kim bilir neler yaşadı bizim bile yabancı kaldığımız. Kendince kendi anneliğini yaşarken kim bilir o neler anladı anne olmaktan. Bildiğim tek şey fedakar, eşine az rastlanır bir annem olduğu, öyle laf olsun diye değil dolu dolu anne olduğu. Anne olmanın sonuna kadar hakkını verdiği. Mart ayının 15’ i annemin doğumgünü. Şimdiye kadar hiç vermediğim bir hediye vereyim istedim ona. Böyle bir yazı yazayım dedim. Ve yüzlerce insanın da şahitliğinde anladığımı söyleyeyim istedim. Doğumgünün kutlu olsun canım annem, ben de anne oldum bak ben de artık anladım…
Not: Bu yazı henüz anne olmamış ve anneleri ile çatışan genç kızlara ithaf olunur. Anne olunca anlarsınız!!!