15 Kasım 2008 Cumartesi

Bekledim de Gelmedin

Ne zamandır aklımdaydı aslında, Kadıköy'e inilince yapılması gerekenler bir kenara bırakılıp gidip bulunacak o buram buram koku saçan mekan, aynen beni cezbeden o yazıda anlatıldığı gibi o asma kata çıkılıp kahvenin tadına varılacaktı.




Bugün evin küçük ve büyük adamını başbaşa parka gönderip Kadıköy'e attım kendimi. Yapmam gereken bir yığın şey, uğramam gereken bir sürü yer varken ben haldır haldır Fazıl Bey'in Türk Kahvesi'ni aradım. Daha önceden nedense gözüme ilişmemişti. O kadar minik bir dükkana sıkıştırılmış ki, ama o tüm sokağa taşmış kokusunu duymamış olduğuma hayıflandım doğrusu. Sevgili Zeren'in
bu yazısından öylesine etkilenmişim ki hep aklımdaydı uğrayıp bir orta kahve içmek.

Daha dükkana girer girmez hiç düşünmeden kendimi daracık ahşap merdivenlerden çıkılan o üst kata atıverdim. Alt kata inat bomboştu sanki bu havayı rahat rahat soluyayım diye bana ayrılmıştı tüm masalar. Oturur oturmaz da -Zeren'in kulaklarını çınlatarak- fondan Zeki Müren ''Mihrabım Diyerek'' dinler buldum kendimi. Öylesine mekana uygun müzik, öylesine insanı içine çeken bir mekan ki...

Duvardaki fotoğraflara bakarken Cumhuriyetle yaşıt bu küçük dükkanı bundan sonra sık sık ziyaret edeceğimi hissettim. Semtin o yorucu ve insanı tüketen gürültüsünden, karmaşasından sıyrılmış kuytu bir köşe burası. Geç de olsa keşfedilmiş.
Bu arada gözlerim de sürekli bir masada kitabına gömülmüş o kızı aradı, olur ya şans bizi orada karşılaştırır diye. Bu defa olmadı belki bir sonraki sefere kim bilir???


8 yorum:

zero dedi ki...

Yasemincim bir hoş oldum yazını okuyunca. Duygulandım diyeceğim, amma hassassın diyeceksin, değil. Gerçi evet bugün biraz öyleyim. Öyle güzel ifade etmişsin ki... Bu gün kitaplarına gömülmüş o küçük kız çok çok uzaklardaydı. Yanında ne kitapları vardı, ne de sıcak bir eşlikçi. O çok uzaklarda bir sevdiğini toprağa verdi, onunla vedalaştı. Şimdi biraz mahsun uyku tutmazken yazını okuyuverdi, gülümsedi, mutlu oldu:) Bir dahaki sefere teadüflere bırakmaz, bir orta kahveyi paylaşmak için buluşuruz Yasemincim. Seni yürekten kucaklıyorum:)

Banu Karagil Dalaman dedi ki...

Beni de götür, beni de götürrrr.

İlker Ergin dedi ki...

ooooohhh şekerim afiyet olsun.Sefan olsun valla.Öptüm canım....sevgiler..

Seda'nın Günlüğü dedi ki...

Yasemincim bu şekilde bir huzura öyle ihtiyacım var ki... Sayende kahve kokusunu duyar gibi oldum.
Sevgiler

zarpandit dedi ki...

kahve krizim geldiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii yaaaaaaaaa :))))))))))))

aslı'nın mutfağı dedi ki...

Yasemin'cim ne iyi etmişsin, Zeren'in yazısını ben de okumuştum, o günden beri de hiç inmedim Çarşı'ya.. Şimdi senden de methini duyunca, ilk gidişimde peşine düşeceğim bu güzel mekanın..

:)den dedi ki...

Yaseminciğim orayı çok merak edenlerden biri de bendim. İstanbul'a gittiğimde arayıp bulmalı diyordum. Ankara'dan böyle bir hayalim vardı işte:)
Senin bu keşfi yapman, Zerenciğimin kulaklarını çınlatman bana büyük keyif verdi. Çok şekersin. Ankara keşiflerine de bekleriz cicim:)

neslihan erzincan özgür dedi ki...

ne güzel vakit geçirmişsin canım,ben de çok özendim,yolum düşerse gidilecekler listesine alıyorum:-)sevgilerimle...