24 Ekim 2008 Cuma

Yorumsuz

80'ine merdiven dayamış yaşlı baba ile onu ziyarete gelen -45 yaşında ve saygın bir işi olan- oğlu salonda oturuyorlardı. Hal-hatırdan, çoluk-çocuktan, havadan-sudan sahbet ettikten sonra oğlu susmuş, ayrılmanın sinyalini vermişti. O anda üzerinde oturdukları sedirin yanındaki pencerenin pervazına bir karga kondu. Yaşlı baba kargaya gülümserek biraz baktıktan sonra oğluna sordu:
Bu ne oğlum?
Oğlu şaşkın, cevapladı:
- O bir karga baba.
Yaşlı baba kargaya biraz daha baktıktan sonra yine sordu:
- Bu ne oğlum?
Oğlu daha da şaşkın, yine cevapladı:
- Baba, o bir karga
Karga hâlâ pervazda, komik hareketlerle başını sağa sola çeviriyor, başını yan yatırıyor, havaya bakıyor, sonra başını yine onlara çeviriyordu.
Yaşlı baba üçüncü defa sordu:
- Bu ne?
Oğlunun şaşkınlığı sabırsızlığa dönmüştü:
- O bir karga baba, üç oldu soruyorsun. Beni işitmiyor musun ?!
Yaşlı baba dördüncü defa da sorunca oğlunun sabrı taştı ve sesini yükseltti:
- Baba bunu neden yapıyorsun? Tam dört defadır onun ne olduğunu soruyorsun, sana cevap veriyorum ve sen hâlâ sormaya devam ediyorsun. Sabrımı mı deniyorsun ?!
Babası -yüzünde hâlâ bir gülümseme- yerinden kalktı,içeri odaya gitti ve elinde bir defterle döndü. Bu bir hâtıra defteriydi. Oturdu, sayfalarını karıştırdı ve aradığını buldu.Sevgiyle gülümseye devam ederek sayfası açık bir vaziyette defteri oğluna uzattı ve o sayfayı okum asını söyledi:
'Bugün 3 yaşındaki minik yavrumla salondaki sedirde otururken yanıbaşımızdaki pencerenin pervazına bir karga kondu.Oğlum tam 23 defa onun ne olduğunu sordu.23 soruşunda da ona sevgiyle sarılarak,onun bir karga olduğunu söyledim. Rahatsız olmak mı? Hayır! Onun sorusunu masumca tekrar edişi içimi sevgiyle doldurdu...'

not:Bu yazıyı bir arkadaşım göndermişti,kimin yazdığını bilmiyorum ama çok hoşuma gitti paylaşmak istedim.

8 yorum:

aslı'nın mutfağı dedi ki...

Çok çok güzel.. Her zaman aklımın bir köşesinde olacak.. Maalesef ben de bazen arzu ettiğim kadar sabırlı olamayıp sevdiklerimi üzebiliyorum, sonra da çok pişman oluyorum.. Yasemin'cim iyi ki paylaştın bizimle bu yazıyı, teşekkürler..

Seda'nın Günlüğü dedi ki...

Yasemincim paylaştığın için teşekkür ederim, çok ama çok duygulandım. Çıkarılan ders çok büyük...

zero dedi ki...

Çok hoşmuş gerçekten. Buna baba oğul farkı mı demeli, yoksa büyüdükçe daha da sinirli olup Bay ve Bayan Asabiler haline gelen bizlerin geldiği nokta mı demeli? Belki de ikisi birden...

Ordanburdanhayattan dedi ki...

Aslıcım inan ki hepimiz biraz sabırsızız galiba,ama anne baba olunca en önemli artı bu sabır.
********************
sedacım anne olarak eminim denileni çok iyi anladın.
**********************
sevgili zeren,anne baba olmak işte böyle bişey,oan öyle bir özveri ve sabırla bağlı oluyorsun ki onun sana hiçbir zaman olamayacağı kadar karşılıksız sevgi dolu oluyorsun.umarım bir gün sen de yaşarsın bunu

Tijen dedi ki...

Sabrımız hiç yok değil mi Yasemin'ciğim? Hele de büyüklerimize karşı. Ben de o sabırsızlardanım ne yazık ki.

Adsız dedi ki...

bloggera girmenin yolu http://www.gizlen.net/ her yere girebilirsiniz bu site sayesinde. gizlen.nete girin http://www.craftwoman.blogspot.com/yazın diğer tüm yolları da yazdım

Seda'nın Günlüğü dedi ki...

Yasemincim bunu sana deneme olarak gönderiyorum. Çok ama çok üzgünüm. Bu yollardan olmamalı :( Sayfama yazı ekleyebiliyorum, biraz zor açılıyor o da yurt dışı olduğundan dolayı...

zarpandit dedi ki...

kafayı yemek üzereyiz hepimiz neyi nasıl demeli ne yapmalı fikrim yok ama bir süre baska sitelerden girmek suan tek care..

dediğin gibi yazmaya devam canım ablacım...