8 Ekim 2008 Çarşamba

İki Günlük Birşey;Safranbolu - Amasra

Uzun bayram tatilinin bayram olan günlerini İstanbul'da kalarak ailelerimizle geçirip bayram bitiminde 2 günlük bir kaçamak yaptık eşimle.Görmeyi çok istediğimiz 2 yeri bir arada görebildiğimiz kısa ama çok güzel bir tatil oldu.Cuma sabahı erkenden yola çıkıp öğlen 11.00 gibi Safranbolu'ya vardık.


Kent bizim gibi bayramı fırsat bilip gezmeye gelenlerle doluydu.Meşhur Safranbolu evleri ve lokumuyla bildiğimiz mekan benim tahminimden de büyükmüş.Günümüzün büyük kısmını evleri gezerek
alışveriş yaparak geçirdik.Biz Kaymakamlar Gezi Evi ve Kent Tarihi Müzesini gezebildik sadece.Bir de Saat Kulesini.Aslında vakti olanlar için İncekaya Su Kemeri,Bulak Mağarası gibi görecek daha çok yerler var.
Sabahın erken saatinde başladığımız günün yorgunluğunu Arasta Kahvesinde böğürtlen şurubu eşliğinde ikram edilen kahvelerimizle attık.Kahvenin ortamı çok hoşuma gitti,Kapalıçarşı civarını hatırlattı bana. Oralara gidip de lokum almadan,lokumcu dükkanları gezilmeden dönülmez elbette.Zaten her dükkanın kapısında lokumlar ikram edilmeye başlanıyor,bu amcam da transa geçmiş gibi lokumlarını kesiyordu ama bana pozunu vermeyi de ihmal etmedi. Safranbolu'ya adını veren safran çiçeği de elbette bahsedilmesi gereken bir ayrıntı burada.Sadece 3 aile tarafından yetiştirilen ve dünyanın en değerli baharatı kabul edilen safranın kilosu 15.000 ytl imiş.Gramlık altın kutularında satıyorlardı ama ben daha önceden hiç kullanmadığım ve nerde nasıl kullanılır diye bilmediğimden alıp da heba etmek istemedim.
Alttaki fotoğrafın üzerine tıklarsanız safran hakkında daha detaylı bilgiler edinebilirsiniz.
Her gittiğimiz yerde mutlaka oraya özgü şeyleri yiyip içmeye çalışıyoruz aslında,o yüzden de gitmeden evvel mutlaka araştırıyoruz.Bu defa biraz yorgunluktan olsa gerek biraz da açlıktan ilk bulduğumuz şirin lokantaya attık kendimizi.İyi ki de öyle yapmışız.
Mini minnacık sarılmış bu yaprak sarmaları çok lezizdi.Orda öyleymiş bizim bildiğimiz gibi upuzun istemezmiş müşteriler,illa ki minik olacaklarmış.Lokum misali yuttuk biz de. Yine elde açılmış enfes mantıyla devam ettik,belki Safranboluya özgü birşey değil ama yine de harikaydı.Aslında Peruhi denen bir yemekleri, varmış mantı benzeri ama ben yedikten sonra öğrendiğim için yeme şansım olmadı.Eeee garson arkadaş söyleyecekti artık burda bu yenir falan diye napalım. Peruhi ile ilgili ayrıntılı bilgi için tıklayın lütfen. Safranlı zerde de yemeğin üstüne iyi gitti valla.Eşimin ağız tadına pek uymadı ama ben affetmedim hepsinin hakkından geldim.Bu arada masaya gelen her bir şeyin fotoğrafını çekmem de diğer masalarca komik bulundu amma görev bilinci üstün geldi ve sizler için herşey resmedildi. Yine gitmeden önce araştırıp deneme listemize aldığımız bir şey de Safranboluya özgü Bağlar Gazozu idi.Ben yıllardır asitli şeyler içmiyorum ama kuralı bozdum ve denedim,çok bir özelliği olmasa da bizim bildiğimiz gazozlardan farklı olduğu kesin. Bu tabelayı bir demir atölyesinde gördüm ve hoşuma gitti,sizlerle de paylaşmak istedim belki alacağımız mesajlar vardır kim bilir? Ve bu da yine aynı demir atölyesinde cici bir kuş kafesi,insanın kuş olası ve içinde yaşayası geliyor.Hem kafesin kilidi bile yok,adına kafes bile denemez. Ta ta taaam ve bu da bir evin kapısındaki tabela,beni korkuttu ve sizi de korkutmak için buraya koyayım dedim.Şaka bir yana anlamadım ne olduğunu bir bilen varsa paylaşsın lütfen.
Akşam saat 17.00 itibariyle Safranbolu'dan Amasra'ya otelimize hareket ettik.Yol boyu o kadar keyifliydi ki ağaçların arasından keyifli bir yolculuk sonrası Amasra'ya tepeden bakan otelimize ulaştık.




Amasra çok şirin bir sahil kasabası,bol manzaralı ve bol balıklı bir yer kısacası.Dolu fotoğraf çektim,hepsini paylaşmak isterdim ama aslında birbirinden ayırdetmek o kadar zor ki.
Amasra'ya bu gördüğünüz ufak köprü ile bağlanmış bir ada var mesela. Bu da tavşan adası karadan biraz açıkta.Teknelerle tur yaparken o kadar yakınlaşıyorlar ki adadaki tavşanları rahatlıkla izleyebiliyorsunuz.Kara kara çok şirinlerdi. Bunlar da yaratıcı fikirler.Böyle şeyler görünce fotoğraflamadan duramıyorum napıyım. Klozeti faydalı hale de dönüştürmüş Amasra'lı arkadaş.


Günbatımı da oldukça güzeldi Amasra'nın.Bizim gibi oraya balık yemek amaçlı gidenler için yemek vakti geldiğinin işareti yani.Benim eşim gibi balığa doymayan biriyle evliyseniz başka şansınız yoktur böyle bir yerde.Kaldığımız süre boyunca sürekli balık yedik.Dönerken bile balığımızı alıp döndük.








Yine okuduklarımızdan öğrendiğimiz kadarıyla oranın en güzel balığını Mustafa Amcanın Yeri Canlı Balık'ta yiyeceğimizi biliyorduk.Fakat inanılmaz bir üne sahip demek ki yer bulmakta zorlandık epeyce.Bir an bile boş masası olmayan bir balıkçı orası,giderseniz mutlaka uğrayın derim.İstanbulda asla yiyemiyeceğiniz kadar taze ve leziz balık pişiriyorlar Barbun

Midye tava benim için balıkların şahı hamsi tava.Şöyle kuyruğundan tuttuğun gibi atacaksın ağzına ne kılçıkla uğraşma derdi ne başka bişey. Ve Canlı Balık'ın ve Amasra'nın meşhur salatası.Canlı Balık bu salatayı tam 27 malzeme ile yapıyor içine zeytinyağı katmıyor.Tadını soracak olursanız anlatacak kelime yok,hmmmmm Bunlar da yengeç bacağından yapılmış deniz lokumları.Bunları başka bir lokantada yemiştik ama lezzeti oldukça ilginçti,hayatımda ilk defa yengeç yedim ama denizden babam çıksa yerim diyecek kadar da cesurum.




Canlı Balık verdiği balığın tazeliğine o kadar güveniyor ki balığın arkasından yoğurt servisi yapmaktan çekinmiyorlar.Bıçakla kesilmiş manda yoğurdu üzerine bal ve ceviz-fındık serpilerek servis ediliyor. Eşsiz bir lezzetti, sanırım yediğim en iyi yoğurttu diyebilirim.

Oralara kadar gidip de köy pazarını dolaşmasaydım ayıp olurdu elbette.Hiçbir şey almasam bile o tezgahları seyretmek o kadar hoşuma gidiyor ki.O yaşlı ninelerin kendi elleriyle topladığı otları anlatmaları,misler gibi reçellerini sergilemeleri,bir aldığından bir de hediye etmeleri,arkandan dua edip göndermeleri memleketimizin ne kadar eşsiz olduğunu gösterdi bana.






Bunlar da bu 2 günlük tatil boyunca her yerde gördüğüm sevdiğim yurdumun kedileri.Özellikle de minik olmaları beni cezbetti sanırım,arada bir kedi sevme molaları verdik sayelerinde.

İşte bizim 2 günlük kısa tatilimizden notlar böyle.Umarım sizler de bir nebze olsun havasını soluyabilmişsinizdir oraların.Yok eğer beceremediysem ilk fırsatta mutlaka gidin görün,balığınızı yiyin,yaşlı ninelerle muhabbet edip minik kedicikleri okşayın.Benden de bir selam söyleyin oralara.



24 yorum:

aslı'nın mutfağı dedi ki...

Yasemin'cim fotoğraflarını çok beğendim, Safranbolu ve Amasra'yı bir de senin gözünden görmüş oldum, Karadeniz gezimizi hatırladım keyifle.. Safranbolu'da yemek yediğiniz yerin adını hatırlıyor musun? Kazanocağı mı?

SMİLENA dedi ki...

Bayıldım resimlere.benim de gitmek istediğim yerlerden biridir safranbolu.ilk fırsatta ilk durağımız olmalı.iyi ki gitmişiniz sanada eşine de değişiklik olmuştur.arada bir böyle küçük mutluluklar gerek.
hoşça kal. sevgilerle...semra

zero dedi ki...

Ne güzel yapmışınız Yasemincim. İstanbul'a bu kadar yakın böylesi ggüzel nefes alama mekanları olduğuna inanamıyor insan. Ben tam bir Amasra aşığıyımdır. O minik sahil kasabası beni büyülemişti tek kelimeyle. Hep bir yanım fırsat bulup gitmek ister yeniden. Orda da "dönmesem" duygusu kaplar içimi. Yakın zamanda gitmek istiyorum yeniden:) Şimdi yazını okumak da duygularımı depreştirdi. Kalemine sağlık...

egeli dedi ki...

YASEMİN'CİM ,NE KADAR GÜZEL BİR GEZİ OLMUŞ ,ALLAH İÇİNE SİNDİRSİN,RESİMLER HARİKA,PAYLAŞIMIN DA ÖYLE,ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM...GİTMİŞ GELMİŞ KADAR OLDUM...SEVGİLER. BURADA ...O YOĞURT NE ÖYLE,SÜPER BİR ŞEY..

durutarifler dedi ki...

2 kere Safranbolu'ya gittim. ama daha da gidebilirim. İnsanın ruhu dinleniyor.

Ordanburdanhayattan dedi ki...

Aslıcım valla hiç hatırlamıyorum ki nerde yediğimizi,ama bir teyze yerde gözleme yapıyordu sürekli zaten herşeyi de o yapıyormuş orda.minik ama hoş bir yerdi.
************************
sevgili semra gerçekten arada evliliklerin bu dopinglere ihtiyacı oluyor
************************
Zerencim ben de çok sevidm oraları,eminim son gidişimiz değildi bu,ordaki tadına doyulmaz balıklar bizi oraya tekrar çekecek.
*************************
Sevgili Egeli,o yoğurt anlatılmaz yenilir cinsten birşeydi.mutlaka gidip yemelisin arkadaşım
***********************
Nilaycım cidden ruhu dinlendiriyor hem Safranbolu hem de Amasra.

Ordanburdanhayattan dedi ki...

Aslıcım valla hiç hatırlamıyorum ki nerde yediğimizi,ama bir teyze yerde gözleme yapıyordu sürekli zaten herşeyi de o yapıyormuş orda.minik ama hoş bir yerdi.
************************
sevgili semra gerçekten arada evliliklerin bu dopinglere ihtiyacı oluyor
************************
Zerencim ben de çok sevidm oraları,eminim son gidişimiz değildi bu,ordaki tadına doyulmaz balıklar bizi oraya tekrar çekecek.
*************************
Sevgili Egeli,o yoğurt anlatılmaz yenilir cinsten birşeydi.mutlaka gidip yemelisin arkadaşım
***********************
Nilaycım cidden ruhu dinlendiriyor hem Safranbolu hem de Amasra.

Adsız dedi ki...

Ben bayildim bu fotograflara, bizim ulkemiz gercek bir cennet Yasmi'cim, neden diger ulkelerin gozunu bize diktigi cok acik :-) Tugra resimlerde olmadigina gore demekki bir kacamak soz konusu, oh oh super :)))

My Turkish Kitchen dedi ki...

Merhaba,
Cok guzel bir tatil olmus.
Ben de Turkiye tatilimde eger firsat bulursam ilk Amasra'ya gitmegi istiyorum.
Iffet

Seda'nın Günlüğü dedi ki...

Ah Yasemin ahhhhh...Gitmek istediğim biryerdir Safranbolu. Sayende gerçekten fikir sahibi oldum. Tatilde bir türlü kısmet olmadı, başka bahara artık. Şunu da söylemeliyim, senin adına gerçekten çok sevndim.
Sevgiler

Seda'nın Günlüğü dedi ki...

Ah Yasemin ahhhhh...Gitmek istediğim biryerdir Safranbolu. Sayende gerçekten fikir sahibi oldum. Tatilde bir türlü kısmet olmadı, başka bahara artık. Şunu da söylemeliyim, senin adına gerçekten çok sevndim.
Sevgiler

neslihan erzincan özgür dedi ki...

Sevgili Yasemin harika bir gezi olmuş.iki güne neler sığdırmışsın.çok keyifli geçtiği fotolardan belli.fotoları çok sevdim,ben de gezmiş oldum böylece.emeğine sağlık.sevgilerimle...

zarpandit dedi ki...

fotogrfalar aldıkların yediklerin coooooooooooooooooooook guzl manda yogurdunu merak ettim cok :)

safranbolulu oda arkadasımdan yalvar yakar her fırsaatta lokum istiyorum coook guzel tatları :)

safranlı zerdeyide merak ettim ay acıktım bennnnnnnnnnnn

Hobi Sepeti dedi ki...

Safranbolu'yu ben de hep merak edip gitmek isterim ama bir türlü kısmet olmadı.İki güne ne kadar güzel şeyler sığdırmışsınız,bayıldım.
Sevgiler.

zero dedi ki...

Yasemincim Amasra'da hangi otelde kaldınız? Ben fena halde gaza geldim bugün sayende. Geçen gidişimde Safranbolu'da kalmıştım, ama bu sefer Amasra'da kalmayı çok isterim. Şimdi biraz araştırdım ama eğer memnun kaldıysanız, önerini dinlemeyi tercih ederim. Aslında isteğim temiz bir yer olması, ne de olsa ne kahvaltı ne diğer öğünler yemekleri dışarda yemeyi tercih ederim.

Brajeshwari dedi ki...

Amasra'da karşılaşmasakta, aynı balıklardan yediğimiz için mutlu oldum..Ah o balıklarrr...Yanlız biz yoğurt yemedik..Zaten Canlı Balık restaurantında sıra beklerken, sıradakileri yiyebilecek kadar açtık..Başka yere gittik..İçim gitti şimdi yoğurda..

Bloglar arasında, kendi bloğumda da Amasradan 6 fotograf paylastigimi soylemek isterim bir de..

Sevgiler

Tijen dedi ki...

Oooo ne çok fotoğraf! Çok oldu Safranbolu'ya gitmeyeli, herhalde eski tatlarını koruyordur, kimi yerleri yeniye boyun eğse de...

Banu Karagil Dalaman dedi ki...

Valla bende daha yeni gitmiş sayılırım, bu sürü şeyi görmemişim,fotolar süper,aferin beni gurme arkadaşıma...

zarpandit dedi ki...

inşallah kendime geleceğim aslıhan ablam canım ablam :)

oğlusun ve sen coook öpüldün :)

:)den dedi ki...

Yaseminciğim merhaba,
Safranbolu ve Amasra'yı ben de çok severim. Ankara'ya yakınlığından dolayı her yıl bir fırsatını bulup oralara kaçarız.
Amasra'da en iyi balık Mustafa Amca'nın yeri Canlı Alabalık'ta yapılır. Kapısında insanlar kuyruk olur boşalan bir masada yer kapmak için. Hele balık üstüne yenilen manda yoğurdu gibisi yoktur. Şahane bir gezi yapmışsınız. Balıkların kokuları buralara kadar geldi.
Botların, çorapların, klozetin içinde çiçek fotoğrafları bende de yığınla. Onlar yıllardır hep aynı yerde dururlar.
Çok keyifli bir gezi ve yazı olmuş. İyiki paylaştın bizlerle...

Cafe Gusto dedi ki...

Yaseminciğim görmek istediğim yerlerden birisi de Amasra,kısmet olmadı henüz ama sen çok güzel anlatmışsın teşekkür ederiz.sevgiler...

Adsız dedi ki...

Ay çizme fikrini çok seviyorum ya.Ne güzel yazmışsın resimlerle gezmiş kadar oldum arkadaşım.Safranbolu gerçekten hala eskisi gibi güzelmiş.

Pastacı Kedi dedi ki...

Yasemin,
Ayyy beni oralara tekrar götürdün vallahi.
Geçen sene safranbolu ve Amasra'ya biz de gitmiştik. Biliyor musun ben Amasra'yı dizi filmden görüp beğenmiş ve gitmek istemiştim.
Bizi oralara tekrar götürdüğün için çoookkk teşekkürler sana. anılarımı tazeledin.
Gerçekten harika yerler. Hele de günbatımında.
Oranın günbatımını görünce kalmayı düşünmediğimiz halde 1 gece de orda kalmayı düşündük. Sizinle aynı yerde balık ve yoğurt yedik. Gerçekten yoğurdu da bir harikaydı. Biz önce onu tatlı veya dondurma sanmıştık.
Anlayacağın herşey mükemmeldi, ortam, yemekler, insanlar, herşey...
Bizi o günlere götürdüğün için tekrar teşekkürler.
İnşallah bir daha gitmek kısmet olur...

zeynep dedi ki...

biz sınıfca günü birlik olsada amasra'ya gittik.özellikle insanlarına tavşan adası atatürk dağı kaleyi beğendik.kısacası amasra çok güzel küçük bir kasaba orada yaşamayı çok isterdim